Proje Dünyayi dökmek

“Pouring Earth” -
“Dünyayı dökmek”
“Pouring Earth” - “Dünyayı dökmek”
Bildiğimin ve yapabildiğimin ötesine, yeni bir keşif yolculuğuna çıktım... ve bu sergi gerçeleşti…
Sonsuz renk paletinden bir renk seçmek, sayısız seçenekler içinden sadece birine bağlanmak, tek bir şeye karar vermek ve kendimi kısıtlamak istemiyorum.
Figüratif, nü, portre, soyut, nakış… ve şimdi de “pouring”. Sanat yolumda antenlerimi açtım, hislerimi dinledim... esin verildi ve yolum açıldı.
Her serginin kendi hikayesi vardır ve fikirden başlayıp, gerçekleşinceye kadar kendi yolunu izler. Benim sergilerimi veya önceki eserlerimi tanıyanlar büyük bir değişime tanık olacaklar: 1. No.‘lu fırça ile yaptığım ince ince işlenmiş resimlerden “pouring”e, yani “dökme”ye giden süreç.

“Pouring” benim için, her türlü kontrolü bırakarak, akış, şekiller, hücreler, hatta renkleri bile kontrol etmemek. Her pouring resmi kendine özgü ve tek, kendi istediği gibi akıyor ve şekilleniyor.

Pouring figüratif resimler gibi gerçek, ancak sıradışı: İzleyici resimlerimle ilgileniyor, şekilleri ve renk kontrastlarını yaşıyor. İyi mi, ya da kötü mü diye karar vermiyor, ama kendisinde neler uyandırdığına karar veriyor... Onu nelerin kendine çektiği, neler hissettiği ile tasarımlar oluşturuyor, hayaller kuruyor. Böylece, sanat özgün, gerçek ve inandırıcı oluyor. Resimlerimle izleyiciyi elinden tutarak, bulunduğu yerden alıp, düşünsel bir yolculuğa çıkarmak istiyorum.

Önceki sergilerimin aksine, bu resimler ne siyasi, ne de toplumu veya çağı eleştiriyor. Ayrıca, günümüzün karmaşasını ve uyumsuzluğunu yansıtmıyor. Resimlerim hüzünlü, alçak gönüllü, öfkeli, melankolik veya çaresizliğin ifadesi de değil.

Oscar Wilde
“Gerçeği güzellikten daha çok sevenler için, sanatın son sırrı daima gizli kalacak.” demiş.

Modern çağdan başlayarak, sanattaki “güzellik” kavramının yüzeysel ve dünyadan kopuk olduğu şüphesi var. Neden acaba?
Elbette bizi uyandıracak ve hoş olmayan şeyleri de gündeme getirecek insanlara ihtiyacımız var, fakat insan duraksamamalı ve kendini korkuya, güçsüzlüğe ve çaresizliğe teslim etmemeli. Umut düşünmeyi besler ve çağımızın umutsuzluk ruhuna karşı bir şuur oluşturur.

Dünya’yı algılayan, anlamlandıran, zenginleştiren veya zarar veren biziz... ve dünya çok güzel! Bunu görmek için sadece bakmak bile yeterli...
Yaşamı ve güzellikleri benimseyen bir sanatçı olarak görevim, parlak ve canlı renklerle, yaşam ve umut vereni daha görülebilir kılmak. Olumlu ve geleceğe yönelik bir iyimserlikle kendimize giden yolu, şifayı ve böylece kendimizle ve doğayla barışıklığı bulmak: “Pouring Earth”.

Resimlerde hayallere dalındığı zaman elbette Dünya’daki elementleri de bulacağız: Ateş, su, toprak, hava... bu bizim gezegenimiz.
 O, kıtaları, adaları, erguvan renkli gökyüzü, okyanuslar, nehirler ve göller, çiçekli kırlar, yanardağlar ve ovalar, ormanlar ve çayırlar, kum, taş, buz çölleri ve daha bir coğu ile...  bizim dünyamiz.

Bu saydığımız şeylerin birebir resimleri değildir, ancak onların içiçe geçen ve birbirine bağlı, hayalgücüne hitap eden sunumlarımdır: “Pouring Earth” Dünya’mızın renk oyunlarının güzelliğinin estetik bir ifadesidir.

“Pouring Earth”, dört elementli Dünya’mıza yukarıdan bakış, gezegenimizin portreleri, hem güzel, hem de kırılgan Dünya’mızı anlatan eserler.

Bizim bu kozmik küremize, çok uzaktan bakılsa bile, büyüleyici etkisiyle, sadece astronotları hayran bırakmakla kalmamalı.
Onun için, buyrun birlikte bir uzay kapsülüne binelim, Dünya’ya yukarıdan bakın ve  kendinizi hayal alemine bırakın...

Share by: